Bursaspor uzun süre 10 kişi oynadığı maçta rakibi 23 Elazığ FK’yı 1-0 yenerek yoluna kayıpsız devam etti. 90’li yıllarda Yonca Evcimik “BALLI LOKMA TATLISI” şarkısıyla ortalığı kasıp kavururken, Bursaspor da 3. Ligde namağlup doludizgin gidiyor. Bugün ballı lokma tatlısı tadında bir galibiyet aldı. Oyun başladığında Bursaspor bildiğiniz gibiydi. Sanki üzerinde ölü toprağı bulunan biri gibi yürüyecek hali yoktu! Bu durum 90 dakika boyunca devam etti. Maçın 12. dakikasında Eren Tunalı gole giden rakibini faulle durdurunca haklı olarak kırmızı kart görerek oyun dışında kaldı. ASIL SUÇLU KİM? Herkese göre, burada Eren hatalıydı; ama hayır kardeşim, ben onun hiç suçunun olmadığına inanıyorum.              “Nasıl olur?” diyorsanız buyrun anlatayım: Pozisyonda rakip arkadan geldi, önüne geçti, Eren istem dışı bir hareketle faulü yaptı, atıldı! Tamam, “burada hata onun” diyebilirsiniz. Fakat asıl suçlu; ona altyapıda adam ve çevre kontrolünü öğretmeyen, iş yaptığını sanan ve memur zihniyetinde maaşını alan, etliye sütlüye karışmayan futbol dahileridir! İlk yarının başında 10 kişi kalmamıza rağmen oyunu dengede götürdük. Pozisyon olmasa da, vasat bir oyunla durumu idare ettik. Buna karşı, rakip, kalemize geldi, bulduğu pozisyonlarda vuruş kalitesi iyi olsaydı çok rahat gol yapabilirlerdi. İkinci yarıda da sahada oyun adına hiç bir şey yoktu! İki takım da futbol oynamayı beceremedi, sadece Bursaspor bulduğu bir pozisyonu Bora ile gol yaparak 1-0 öne geçti. MAÇIN ADAMI KALECİ ANIL  Rakibin bir pozisyonunda kaleci Anıl yine müthiş kurtarışıyla 3 puanı Bursa’ya getirerek “maçın adamı” olmayı hak etti. Bu hafta da “3. sınıf Yeşilçam filmi tadında” bir maç izledik! Futbolun, pozisyonun olmadığı, heyecanın adının bile geçmediği bir 90 dakika oldu. Karşıyaka yine takılınca aradaki puan farkı 6 oldu, ama bu bize umutlandırmasın! Oynadığımız futbola baktığımızda, daha hiçbir şeyin bitmediğinin farkına rahatça varabiliriz. Hiç bir şey oynamadan “ballı  lokma” tadında bir galibiyet almak haftanın en büyük kazanımı oldu. Ama çoğu zaman bu şekil “ballı” galibiyetler olmayabilir. Batalla bunu düşünerek yeni şeyler üretmek zorunda...